Left 4 Dead 2

Left 4 Dead 2

30 个评价
Charger'ın Kurgusal Hikayesi 1. Kısım - Devam Edilebilir İçerik
由 ♛ S4G14M ♛ 制作
Gay's Lion Çiftliği . . .

2009 yılı Gay's Lion Çiftliğinde yakın bir kasabada yaşayanlar arasında dedikodular dönen ve dedikodulara dahil bulunan çok fazla karakterli bir mevkide başlar. O yıllarda dedikodu yoğunluğu pekâlâ sırlara münasip durumları oluşturmazdı. Durum şu ki bayanlardan öte erkeklerin dedikoduları yoğunlukta olup zaten başından beri bir terslik kavramını kendilerine aşılamışlardı.

Alfredo(Charger) tek yaşayan ve nazik tavırlı yaşlı ve birazda pasaklı ancak bir o kadar da etkili bir çalışma prensibini kendine belirlemiş bir bireydi. O çiftliğinde diğerlerinden muaf müstesna bir mevkide yaşama gayreti içerisinde devam ediyordu. Tekti, 51 yaşında idi. Bu zamana değin her hangi bir Aile temin etmemişti, bir sevgili veyahutta bir bayan ile tanışıp onunla hayatını yeşillendirmemişti, bu tür olaylar ona tamami ile ters düşüyordu. Bu ona göre bir zaman kaybı ve yalnızlık ona göre müstesna bir mevkinin temeli idi. Temel taşlar oturtulduğunda zar zor dengesizlik sonucu yıkılabilirdi. Ancak durumları her zaman bertaraf etmenin bir yolunu bulmuş Alfredo için bu tür olaylar çok basit ancak başlangıcında basit olmayıp bir hayli zorlayıcı olup, zamanın onun lehine işlemesinin ardından kolaylık sağlayıcı zamanı kullanması, onun için lehine sonuçları daimi veriyordu.

Gay's Lion Çiftliği kapsamlı otluk alanları ve yeşillikleri ile ünlü idi. Alfredo'nun sadece dışarıya çıkması ve yürümesi bile bütün gününü mutluluk çemberine alması için yetiyordu. O mutlu bir bireydi, devamını getirmesini söyleseler muhtemelen şöyle bir yanıt verecekti: 'Mutluluk, ancak hayal edebildiğiniz kadardır!' Alfredo bir gün yine gündelik ev işlerini yapıyor iken kasabadaki dedikoduların yayıldığı sıralarda kulak misafiri olur. Kasabada zaten hemen her gün bir cenaze çıktığını biliyordu, ancak bunların sıklaştığını duymuştu. Bu bir salgın mı idi? Ya da belkide basit bir zehirlenmedir? Ne olacağı belirsiz bir şekilde devam edip yoluna bakıyordu. İnsan yaşantısının %50'lik kısımlık yol çizelgesini tamamlamış olan Alfredo için bu tür olaylar pekâlâ değerli değildi.

Günler geçiyor ve aylar zaman döngüsünün pırıltılı sonsuzluğunda ilerliyor ve geçiyordu. Zamanlar yine duruluyor, durulan zamanlar ona gençlik hatıralarını anlatıyor. Zamanın kör edici ışığına kapılmış ilerlerken Alfredo ne zamandır uygulamadığı bir durumu uygulaması gerektiğini düşünüyor. Bu durum onun için atik, çalışkan ve kendini bilen bir birey olarak bir sevgili arayışı olabilirdi. Ancak biraz daha düşünerekten davranışlarını karakteristik özelliklerine çeviriyor. Kasabaya iniyor ve kıraathane'de oturan yaşıtları ile buluşuyor. Yaşıtları bir hayli dedikoducu ancak yinede ilgi çeken bir kaç kelimeler araya sıkıştırılabiliyor. Ne kadar boş kelime olasada her zaman boş kelimelerin arasında bir yerlerde dolu kelimelere ulaşmak bir hayli uzun sürüyor. Ancak bu Alfredo için geçersiz bir kavram, o sadece buluşmak için kendine bir yer temin ediyor, bilgi teminatı sağlamak üzere oraya erişim sağlamıyor. Buluştuğu çoğu kişi geçmişten tanıdığı ve zaten tanıyor olmak durumunda kaldığı kişiler, pekâlâ yabancılık hissayatına erişim sağlamıyor.

Tanıdıklar bir olaydan bahsediyor, aralarında şehire haftada bir gidenler var ve onlar olayları kızıştıraraktan şu denli bir söyleşide bulunuyor: 'Arkadaşlarım, şehire bu aralar gitmeseniz iyi olur.' araya Alfredo giriyor ve diyor: 'Neden biraderim?' söyleşiyi vurgulayan diyor: 'Şehirde garip olaylar dönüyor. Bir kaç kere haberlere bakma fırsatım oldu, spikerlerin uyarıları beni endişelendirdi...' araya girerekten Alfredo: 'Neden söz ediyorsun? Daha açık ol!' devam söyleşi: 'Endişlerim yerinde gibi, radyoda ve televizyonlarda hep aynı teraneler dönüyor, ikidebir dedikleri tabir şu; (...Radyo Sinyali... Uyarı, uyarı! Kesinlikle evlerinizden çıkmayın, elektrikleri kapatın, elektriklere yoğunlaşıyorlar, ısı onları cezbediyor, mümkün olduğunca sesleri kısın, dışarıda iseniz ve güvenli alanda değil iseniz lütfen ses alanlarını yumuşatın, seslere çok fazla tepki veriyorlar ...Radyo Sinyali...) böyle diyorlar, ancak neden bahsettiklerini anlamadım tam olarak Blue Ore'da bir problem çıkmış diyorlar..' sözünü keserek Alfredo: 'Blue Ore, nedir?' söyleşi devamı: 'Hiç şehire gitmedin mi Alfredo biraderim?' Alfredo: 'Hayır, şehir ile işim olmaz. Ben çiftliğimde mutluyum.' söyleşi devam: 'Evet tamam, ama orası bilim insanlarının deney ve analiz yaptıkları yegâne yer olarak biliniyor. Ben oraya bir kaç kere gittim, oradan bir kaç ilaç temin ettim, perakende olarak temin edince daha ucuza veriyorlar. Ancak toplu vermiyorlar artık.' Alfredo: 'Sen neden o kadar ilaç temin etmek istedin ki?' söyleşi devam: 'Biraderim ne olur ne olmaz diye elimizde tutmak istedik, kötü mü yaptık?' Alfredo: 'Hayır... Hmm! (Tamam, ben evime dönüyorum..)' söyleşi kesimi: 'Dur! Evine gitmeden evvel, bu uyarılarımı dikkate al, dur sanada bir kaç şişe vereyim. Lazım olur.' Alfredo: 'Bunlar ne işe yarıyor?' söyleşi: 'Bende tam olarak bilmiyorum açıkcası, aslında yalan söyledim. Ben bu şişeleri çalmıştım, panik vardı, o panik halinde arada sıvıştım. Ne işe yaradıkları hakkında pekâlâ fikrim yok, bilgim zaten yok. Ama üzerinde yazıyor, ancak üzerindeki lisan Almanca her halde hiç bilmiyorum. Neyse ya! Zannedersem oradaki bir bilim insanı.. Evet, evet hatırladım. Bu şişelerin ne işe yaradıklarını söylüyordu çalışanlarına, diyorduki; (Bu şişeleri saklayın, halka temin etmeyin, sorumlular çıldırmış olmalı, halkı koruması için...) dedikten sonra ne olduğunu anlamadım ve adam oracıkta yere yığıldı, ancak son kelimesi bana şişe konusunda yeteri kadar detay vermişti: (Halkı koruması için!) bu şişeler o yüzden değerli, seni koruyacaklar, her halde genel bir koruma yani bağışıklık sistemi veya hastlanmamak için, nezle, baş ağrısı falan filan için.' Alfredo: 'Pekâlâ öyle ise, bu iyi oldu. Ben geçenlerde hastalanmıştım. Kendi yöntemlerim ile hastlığımı gidermem çok zaman almıştı, nezle idi sonra güçlü bir baş ağrısına dönmüştü, sanırım soğukta çok kalmıştım. Neyse ben bunları yeri geldiğinde kullanırım. Çok sağ ol biraderim.' söyleşi: 'Güle güle.'

Alfredo evine doğru ilerliyor ve evine doğru ilerliyor iken orada tellere hapis kalmış mahsur bir geyik görüyor. Geyiği kurtarmak üzere oraya ilerliyor, emin adımlar ile. Geyik çok kötü yaralanmıştı, açıkcası bugünü çıkartabileceği malum değildi. Bu yüzden kendi içinden diyor: 'Ben bu geyiği kurtarsam dahi çok fazla uzağa gidemeden ölecektir, çok kötü yaralanmış ve buralarda da veteriner ya da bilgili bir Doktor vs. yok. Bu yüzden kurtarırsam eğer belirli bir yere kadar gidecek ve onu kaybedeceğim, bu sırada başka çakallar onu av niyetine hüpletecek, kanımca bu çakal ben olmalıyım ve onu burada ben kendim öldürmeliyim, en azından acısına son veririm, hayvancağız çok ağır bir yaralanma almış, kendisini kurtarmaya çalışırken daha da kötü yaralanmış buda onu üst seviye yaralanma durumuna getirmiş, bir bıçak almalıyım. Eve gidip hemen gelirim.'

Devam ediyor . . . 2. Kısım >>>
   
奖励
收藏
已收藏
取消收藏
11 条留言
V 4 M P 2024 年 1 月 10 日 上午 9:32 
İşsiz ☹️
volapex 2023 年 11 月 11 日 上午 9:58 
Gay's Lion ne amk
ALFA KURT 2021 年 10 月 25 日 上午 1:15 
ne işsizi lan cok güzel :)
zampara 2021 年 6 月 5 日 下午 1:02 
alttaki haklı
ANKA 2020 年 12 月 30 日 上午 10:59 
işsiz:steamthumbsdown:
SingleDesign 2020 年 12 月 30 日 上午 9:41 
saol çok güzel olmuş hayallerine sağlık
kerem 2020 年 12 月 24 日 下午 12:07 
Şimdi keşfettiğim için üzüldüm Çok hoşuma gitti
liez 2020 年 7 月 20 日 下午 4:54 
+
Hakan 2020 年 6 月 17 日 上午 2:16 
Nice history.
kivler 2019 年 1 月 17 日 上午 4:18 
güzelmiş